Lab Tesadüfleri Sever

Febe-delaire, une passante avec chercheuse

Bugün yaşadığım minnak bir hadise üzerine bu yazıyı klavyeye almaya karar verdim.

Doktoraya Bir Sıfır Daha Sessizce Başlayan COVIDhDler

Geçenlerde (ki bu aylaaar öncee) FACS labında (bi çeşit florasan tespit etme ve ayrıştırma cihazı), doktoraya yeni başlamış (muhtemelen COVIDhD öğrencisi, tam covidle doktoraya başlayanlara bu adı verdim gitti, bilime lablara hayırlı olsun) ve araştırmasında fevkaladenin fevkindenin tam tersi istikamette bir arkadaşla tanışmıştım.

İş bu ki o gün çeşitli zaman dilimlerinde deneyler kurup, labdan randevu almıştım o saatlere; ancak yetiştirmekte zorlanmıştım (ilk kez denediğim bir deneydi ve niye o kadar komplex yaptığım sorgulanabilirdi). Bunun bir getirisi (ya da götürüsü) olarak başka insanların randevularına azıcık gözümü dikmiştim (şair burada eğer laba gelmedilerse onların randevu aldığı dilimleri faydalı bir iş için, ki bu kendi deneyleri oluyor, kullandım diyor; maksat randevular boşa çıkmasın yoksa geç kaldığından değil).

Lisansüstü hayatın çaresizliğini gelir gelmez ilk dönem tatmış olan bir arkadaş da ben gibi; çılgın, uzun ve gitmeli gelmeli deneyler yapıyormuştu. Sonra da tesadüftür, deneyi çıkmadığından devam edemediği ve ben de deneylerim sarktığı için kendisinin zaman dilimini kullanmıştım facs labında.

İşin ilginç kısmı bu değil.

Telaşsızlık Özlemi

O zaman bu arkadaşın kim olduğunu merak etmiş ve destek olmak istemiştim aslında biraz deney telaşım geçince. Gerçtekten çok mutsuz ve umutsuz ve hatta doktorayı bırakma raddesine gelmişti. Hocasıyla sanırım pek iletişim kuramadıkları için stresliydi. Ben de dedim en azından dinlerim, dertleşiriz, bir kahve içeriz, tanışırız, bakarsın arkadaş da oluruz (olurum, öyle potansiyelim var, kaldı ki çenem papuç kadar). Tesisteki görevli asistan arkadaşa sordum kimdir hangi labdadır diye, yardımcı olamadı. Dedim umarım bir daha karşılaşırız.

Hayatın iniş ve çıkışlarını rollar coaster/hızlı trene benzetip zevk almak üzerine. Credit: imthebirdguy

Gün Gelir Slotlar Döner

Ve bugün karşılaştık. Talihe bakın ki bu sefer o gecikmişti ve tahmin edin bir sonraki slot kimindi (ehehehehheheh)? Kartlar tam tersine dönmüştü (ama her açıdan). Tatlı ama stresli bir telaşla yetiştirmeye çalışıyordu, ben de geçen seferki iyiliğine karşılık olarak rahatlatmak için, “Sorun değil, 15dakikam var ama 5dksı senin olabilir” diyerek kendimce ufak bir jestte bulundum (ama içimden ilk kez ayarlayacağım bunu nasıl ayarlayacağım da ne zaman okutacağım, benden sonraki zaman dilimleri de hep dolu diyor olabilirim). Konuşma ve olaylara yaklaşım tarzından, çok çok daha iyi bir mentalitede olduğunu farkettim. Yine de ayak üstü lafladım. “Nasılsın, geçen sefer birazcık çaresizdin, bu sefer daha iyi gördüm”, vs. diye. Derken biraz muhabbet ettik orada hemen iki florasan okuma arası.

Lafı ağzımdan aldı adeta. O da laflamak istiyordu belli. Ama acelem olduğunu bildiği için şöyle dedi: “Hep bu şekilde karşılaşıyoruz, belki güzel bir tesadüftür, bir dahakine telefonlarımızı alalım, oturur dertleşir, çay kahve içeriz” (Burada çevirmen yerel ağzına uyarlıyor, kız Asyalı, muhtemelen Çinli belki Hong Kongludur, aksanından anladığım kadarıyla bir İngiliz etkisi var, belki lisans falan okumuştur bilemiyorum, yani ben kafamda bu şekilde çevirdim aramızda geçen muhabbeti). İçimden dedim, “Sen ne dersin, Acaba aklımı mı okudu?”. “Hatta, ben de diğer arkadaşlarımla tanıştırırım” (burada aslında yemek yemeyi seviyorsa, ikiTürk bir Hintli’den oluşan yemek yeme grubumuzla bir yemeğe davet etmeyi düşünerek söyledim) diye cevap verdim.

Bu sefer her şeyin tam tersi olmasının sebebi, benim biraz “down” larda olmam. Sevgili henüz tanışamadığım arkadaşımız ise “up”larda idi. Çözümü tez izleme komitesi sonrası hocasından biraz kopup diğer danışman hocalarıyla beyin fırtınası yaparak bulmuş gibi. Benim tek danışmanım olduğunu duyunca, benim adıma biraz da üzüldü, beyin fırtınası şansı diğerinde daha yüksek oluyor diye düşünüyor (biraz haklı ama bilmiyor ki benim hocacığımın da bir başına beyninde fırtınalar durulmuyor, bazen ben zorlanıyorum yetişmekte).

Laflamak ya da Laflayamamak

Extravert extraverti çeker arkadaşlar, bunun başka bir açıklaması yok. O da bunalmış belli, ve bizim bilim camiasında klasiktir, içine kapalı, çekingen bol bol rastladığım profillerden çok farklı. Benim de böyle olunca hemen dikkatim o tarafa yöneldi ve tanışmak, fikir-kültür alışverişi yapmak istedim.

Tabisi yine telaştan kaldı (ki şu an 13 Haziran’a kadar ülke kısmi lockdown yaptı, zaten dışarda yemek içmek yasak). Bir de belirttiğim gibi olayın da şokuyla neden şimdi telefonlarımızı paylaşmıyoruz da bir sonrakini bekliyoruz dememişim kıza, olacak şey midir? Ama bir dahakine, bu fırsatı kaçırmayacağım. Gaderin cilvesi veyahut zamansızlığın üstünü kapatma stratejisi kim bilebilir?

--

--

Ortaya Karışık (Fatma Betul Dincaslan)
Ortaya Karışık (Fatma Betul Dincaslan)

Written by Ortaya Karışık (Fatma Betul Dincaslan)

FeBe/ Molecular Biologist and Geneticist / Bioinformatician/ Single Cell Assayist / Socially developed nerd

No responses yet